İFTİRA SUÇU, CEZASI ve İFTİRA SUÇUNUN UNSURLARI TCK Md 267 Tuncay İlçim Avukatlık Bürosu
Bu kimse, isnat edilen eylemleri işlememiş ya da zamanaşımı, her hangi bir hukuka uygunluk nedeni (meşru müdafaa), kast unsurunun bulunmaması gibi ihbarcının önceden bildiği başka bir sebepten dolayı hakkında tahkikat yapılamayan kişidir. Dündar, a.g.m., s.294; Artuk-Gökcen-Yenidünya, a-g.e.s.1026. 3-)İftira suçundan dolayı, adli tahkikat yapılacak ise, şüpheli hakkında, isnat edilen suçtan dolayı ek-takipsizlik karı verilmek suretiyle mükteza tayin edilmesi ve ek-takipsizlik kararı kesinleştikten sonra iftira suçunda dolayı tahkikat yapılması usul açısından daha isabetli olur. Konumuza ilişkin olarak, Talimat’ın “Genel Hükümler” başlıklı 4. Bölümünde düzenlenen ve “Cezayı Gerektiren Fiiller” başlığı altında yer verilen, “Sportmenliğe Aykırı Hareket” başlıklı 18. Maddesinde; “Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla atletizmin veya Türkiye Atletizm Federasyonunun saygınlığını zedeleyen, kişi veya kulüpler, kurum ve kuruluşlar, bu hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde yarışmalardan men veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır. Sportmenliğe ve spor ahlakına aykırı hareket eden sporculara ve diğer kişilere 15 gün ile 6 ay arasında yarışmadan men ceza belirli süreli hak mahrumiyeti cezası verilir.”, aynı bölümde “Yabancı Ülkede Cezayı Gerektiren Fiil” başlığı altında düzenlenen 43. Maddede ise, “Bu talimata göre yarışmalardan men veya hak mahrumiyetini gerektiren suçlar (fiiller) yabancı ülkede işlendiği takdirde tayin edilecek ceza bir kat arttırılır.” hükümlerine yer verilmiştir. 2-)Kişi, kendini, işlemiş oluğu bir suçtan dolayı yapılan bir soruşturma ve kovuşturmadan gizlemek amacı ile göstermiş olduğu sahte iğfal kabiliyeti olan kimlik kartı, gerçekten failin kardeşi gibi var olan bir kişiye ait ise; bu durumda fail resmi evrakta sahtecilik(TCK’nun 204/1) yanında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (Turkish Penal Code) 268. Maddesine göre de iftira(calumny) suçundan da tecziye edimesi gerekir.
Kutal Metin, İş Yasamızda İşyeri Hekiminin Görev ve Yetkileri, Bu HusustaKabul Edilen Yeni Bir Yönetmelik İkt. İsviçre Federal Mahkemesinin28 Ocak l987 E. Kararı; Polis kayıtlarının incelenmesi, temel haklar gereğidirEUGRZ l987, ll2″. Hafızoğulları Zeki, Din ve Vicdan Hürriyeti ve Türk Ceza Kanunu Öntarısı,ABD 1987, s. Gözübüyük Abdullah Pulat, 3506 sayılı Kanunla Yapılan Türk Ceza KanunununPara Cezaları ile Kısa Süreli Hürriyeti Bağlayıcı Cezalarında YapılanDeğişiklik, Adalet Dergisi, 1990 s.2, s. Giritli İsmet, 1982,Anayasasının Getirdiği Yenilikler ve Atatürkçü Niteliği, Hukuk Ar. Arbil Semih, Medeni Kanunun Miras ile İlgili Hükümlerinde 3678 sayılıKanunla Yapılan Değişiklikler, Manisa Barosu Dergisi, 1991, s. Aksoy Ahmet, “4108 Sayılı Kanunla 213 sayılı Vergisi Usul KanunundaYapılan Değişikler” Vergi Sorunları Dergisi, 1995, s. 4 Gayetiyi bilindiği gibi, bilimde ve özellikle de konusu insan olan bilim dallarındaobjektiflik bilim felsefesinin hålå en hararetli tartışma konularından biridir.Biz burada kavramı çok daha sınırlı ve basit bir anlamda kullanıyoruz. 2 Umudumuzyakın bir gelecekte, hukuk mahkemelerini ve ihtisas mahkemelerini de kapsayanbu tür alan araştırmalarının Türkiye’ nin diğer illerinde tekrarlanmasıdır.Ancak bu araştırmanın sonuçları değerlendirilirken, verilerin İstanbul ilesınırlı olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır. (85) Örneğin, gemilere ilişkin seyrüseferuyuşmazlıklarının halledilmesi için veya patent ile ilgili uyuşmazlıklarınortadan kaldırılması amacıyla, batı ülkelerinde özel mahkemeler kurulduğugörülmektedir (GVG 14). Almanya’da benzer durumdaolan Federal Başsavcı devlet güvenliğini ilgilendiren suçlarla terör suçlarınıkoğuşturmak yetkisine de sahiptir (Roxin 1991, 45).
- Maddesinde; “Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla atletizmin veya Türkiye Atletizm Federasyonunun saygınlığını zedeleyen, kişi veya kulüpler, kurum ve kuruluşlar, bu hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde yarışmalardan men veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır.
- Keza adli veya idari yaptırım gerektiren isnat da masum, fiili işlememiş bir kişiye yapılmalıdır.
- (9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur.
Maddesine mümas iftira suçundan yargılanması gerekir.Bu durumda sanığın her iki suçtan birlikte tecziye edilmesi gerekir.Resmi belge sahtecilik suçundan dolayı kişinin mahkum olması için, resmi belgenin iğfal kabiliyetinin olması gerekir. Ana Statü doğrultusunda, atletizm faaliyetlerinde disiplini sağlamak için uluslararası esaslara ve teamüllere uygun olarak, disiplin suçu teşkil eden fiillerle, bu fiillere uygulanacak cezaların belirlenmesi amacıyla düzenlenip suç ve karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken Türkiye Atletizm Federasyonu Ceza Talimatı’nın 2. Maddesinde, talimat hükümlerinin atletizm faaliyetlerinde bulunan kulüpleri, kurum ve kuruluşları, sporcuları, hakemleri, antrenörleri, yöneticileri, atletizm dalı görevlilerini ve atletizmle ilgili diğer kişileri kapsadığı hüküm altına alınmıştır. Maddesinde düzenlenen iftira suçu ise, failin suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye suç atmasıdır. (9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur.
Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla; failin, belirli olay veya olgulardan yola çıkarak, isnat ettiği fiilin mağdur tarafından işlendiği inancı ve şüphesi ile ihbarda bulunması hâlinde iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Maddesiyle garanti altına alınan ‘anayasal dilekçe-şikayet hakkı’nı kullandığı anlaşılan olayda, hukuka aykırılık öğesinin gerçekleşmemesi nedeniyle yüklenen suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması isabetli bulunmamıştır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan yetkili makam niteliği taşıdığının kabulü gerekmektedir. İftira suçunun oluşabilmesi için, iftira suçu failinin, hukuka aykırı fiil isnat ettiği kişinin bu fiili işlemediğini bilmesi gerekmektedir. Bu açıdan, iftira suçu ancak doğrudan kastla işlenebilir. Fakat bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi ve iftira suçları bakımından eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmelidir. Özgü suç olarak düzenlenmediği için herkes tarafından işlenebilen iftira suçunda, hukuka aykırı fiil isnadının belli bir kişiye yönelik olması gerekir. Ancak isnada muhatap kişinin yapılacak bir araştırma sonucunda kimliğinin belirlenebilir olması yeterli olup, isminin açıkça belirtilmesi zorunlu değildir. Bu konuda ayrıca belirtmek gerekir ki kendisine gerçeğe aykırı olarak suç isnat edilen kişinin masum, suçlu olmayan, suçlanamayan bir kimse olması gerekir. Keza adli veya idari yaptırım gerektiren isnat da masum, fiili işlememiş bir kişiye yapılmalıdır.
9-)5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267.maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşması için, bir kimsenin yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekmektedir. İftira suçunun özel bir halini düzenleyen 268.maddesindeki başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için de kişinin, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması koşulu aranmaktadır. Başka bir anlatımla, bu maddede öngörülen suçta fail sadece kimliği hakkında yalan beyanda bulunmamakta, aynı zamanda başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz ve bir başkasını da işlemediği bir suçun faili olarak göstermek suretiyle iftirada bulunmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, failin kullandığı başkasına ait kimlik bilgilerinin gerçek bir kişiye ait olması gerekmektedir. İftira Suçunda isnadın adli soruşturma ve kovuşturma başlatılmasına elverişli veya idari yaptırım uygulanmasına müsait nitelikte olması gerekir. Adli ve İdari yaptırım uygulanmasını gerektirmeyecek nitelikteki isnatlar iftira suçuna sebebiyet vermez. Adli soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını gerektirmeyen, idari yaptırım uygulanmasına da sebebiyet vermeyen bu nitelik ve içerikteki isnatlarda işlenemez suç söz konusu olur. İsnadın içeriği itibariyle adli soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlayabilecek içerikte olması veya sübut bulması halinde idari yaptırım uygulanmasına sebebiyet vermesinin yeterli olduğu kanunda belirtilmiştir.
Korunan hukuki yarar özgürlüğün ihlalidir. Geleneksel doktrine göre özgürlük kalınan yeri seçme, istediği yerde kalıp istediği yere gitme ve hareket serbestisidir. Maddesiyle kişi özgürlüğü güvence altına almıştır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun gerçekleşmesi bakımından mağdurun önemli bir tehlikeye maruz kalmadan bir yerden çıkmasının imkansızlığı yeterlidir. FETÖ terör örgütü ile ilişkili olduğundan hareketle failin mağdura bazı isnatlarda bulunması halinde, failin mağdurun bu örgütle hiç bir ilişki ve bağlantısının olmadığını kesin ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bilmesi gerekir.
Bununla birlikte, belirtilebilecek diğer bir nokta da, idari yaptırımların, yine idare tarafından idarenin vasıtalarıyla tatbik edileceğidir (Sema Ayatar Kızılyar, s.1645). Nitekim bu yapılanma tarafından 15 Temmuz 2016 gecesi anayasal düzene, demokratik kurumlara ve bizatihi Türk Milletine karşı darbe teşebbüsünde bulunulmuştur. Üstün bir kamu gücü yetkisi niteliğindeki yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcıların, Anayasa gereği tarafsız ve bağımsız olarak görev yapmaları, Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm vermeleri ve anayasal düzene sadakat göstermeleri, hukuk devletinde demokratik toplum düzeninin korunması açısından büyük önem arz etmektedir. 13-)Bir kimse haricen satıp devrettiği aracı bilahare geri almak veya resmi işlemlerini tamamlamak üzere, aracının falanca kişi tarafından çalındığı yolunda şikayette bulunması halinde iftira suçu oluşur. 3-) İftira suç, yüz kızartıcı bir suçtur. Yuz kızartıcı suç olmasından dolayı kanunlarda bazı hukuki sonuçlar bağlanmıştır.
Bu kapsamda, ülkenin içinde bulunduğu tehdidin ortadan kaldırılması ve bozulan kamu düzeninin ivedi şekilde yeniden tesis edilmesi amacıyla 667 sayılı KHK’nın 3. Maddesi ile “terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” üstün kamu gücü yetkisi kullanma ayrıcalığına sahip bu kişiler hakkında uygulanmak üzere olağan dönemdeki yaptırımlardan farklı olarak olağanüstü nitelikte yeni bir tedbir getirilmiştir. Maddesi uyarınca hâkim ve savcıların meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin kararların, bu kişilere disiplin cezası verilmesine ilişkin kararlardan ayrı nitelikte olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. 10-)İftira suçu, şekli olarak yapılabildiği gibi, suçun maddi unsurları oluşturulmak suretiyle de irtikap edilebilir. Mesela, mağdurun evine uyuşturucu madde veya tabanca koyup bilahare ihbarda bulunulabilir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267/2 fıkrasına göre, iftira suçu, suçun maddi eser ve delilerini uydurmak suretiyle irtikap edilmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü hâlinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir. Diğer taraftan, iftira suçuna vücut verdiği iddia edilen olaya dair dosyanın aslı veya onaylı suretinin denetime elverişli şekilde dosya arasına alınıp usule uygun şekilde toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın atılı iftira suçunu işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasında da isabet bulunmamaktadır. “İtirazlarımız sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna dair ve iftira suçlarına dair olarak eyleminin iki ayrı suç mu yoksa teselsül eden tek suç mu oluştuğuna ilişkparibahis. 1970’li yıllardan itibaren özellikle, mülkiye, adliye, emniyet, millî eğitim ve TSK içerisinde kadrolaşmaya giden FETÖ liderinin vaaz, röportaj ve kitaplarında bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun anılan kararında da yer alan “Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın!